28 Aralık 2015 Pazartesi

İBS ANNE-BEBEK-ÇOCUK FUARI 2015

İBS FUAR-2015


Türkiye'nin en büyük ve en trend  aile etkinliği olmayı başaran İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı 11-13 Aralık 2015 tarihlerinde İSTANBUL KONGRE MERKEZİ'nde düzenlendi. İBS 2015'te çocuk sahibi olan ya da bebek planlaması yapan tüm aileler burada idi.
Ben geçen senede katıldığım için bu sene koşarak gittim diyebilirim.
Bu sene Mira kızım ile beraber harika bir gün geçirdim.Sevdiğim blogger arkadaşlarımın stantlarını da ziyaret ettim.
İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı sadece ailelerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen bir festival.



Ebebek standında...


.Johnson's Baby standı prenseslere özel harika bir standı.Mira çok eğlendi...

Ailelerin, annelerin hamilelik döneminden çocukların kolej çağına kadar, (0-12 yaş) ihtiyaç duyacakları tüm ürün ve hizmetleri bir araya getiren İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı'daydı., 3 gün süresince onlarca eğlenceli etkinlik sayesinde ebeveynlere ekip olarak yarışmanın, ödüller kazanmanın, paylaşmanın, eğlenmenin, yeni bir şeyler yaratmanın keyfini yaşattı. 


Blogger arkadaşlarımın çoğunu bir arada görmek harikaydı.

En hassas anne benim diyenler Hassas anne stantındaydı :)




Edi, Büdü, Kurabiye Canavarı, Elmo, Kont ve Abby"li Susam Sokağı İBS'de!
Çocukları için "en iyisini" isteyenlerin adresi olan İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı, dünyanın en ünlü sokağını, karakterleri ile birlikte Türkiye'ye getirdi "Edi, Büdü, Kurabiye Canavarı, Elmo, Kont ve Abby"li Susam Sokağı hepsi fuardaydı. Harbiye'de bulunan İstanbul Kongre Merkezi'nin içine kurulu olan Susam Sokağı'nın renkli şovları ve etkinliklerini izledik. 



Başarılı iş kadını ve yılın en trend fuarı İBS Anne bebek Çocuk fuarının sahibesi Seçil Fida’ya sevgilerimle...



DYSON -EV TOZUYLA YÜZLEŞME VAKTİ

Alerjenlere karşı DYSON



Ev tozuyla yüzleşme zamanı! Evimiz aslında ne kadar temiz? Özellikle çocuklardaki alerjik reaksiyonların büyük ölçüde ev tozunun içindeki bakteri, küf, polen ve mikroskobik partiküllerden kaynaklandığını biliyor musunuz?Evet, yatağınızdan, koltuğunuza, halınızdan yastığınıza kadar her yerdeler ve siz yalnız değilsiniz.

Ev içerisinde yürürken  havalanan tozlar?
Yatağınızda uyurken vücudunuzdan dökülen deri pulları?
Soluduğunuz havaya karışan ev bakterileri?
Halınızın üstünde serbestçe yuvarlanan bebeğiniz ne kadar tatlı gözüküyor değil mi? ya mitelar?
Tüm bunların üstüne ailenizde bir de alerjik bünyeye sahip birileri varsa?

İşte ev ortamındaki tüm bu olumsuz ve sağlıksız durumlarla mücadele etmek için  Dyson muhteşem iki model süpürge geliştirmiş.
Beraber tanıyıp yakından inceleyelim;


22 Aralık 2015 Salı

SÜT İÇMENİN FAYDALARI

Süt İçmenin Sağlık Açısından Yararları Nelerdir? 


süt içmek faydaları ile ilgili görsel sonucu
  • Süt; memelilerin büyüme ve gelişmeleri için olmazsa olmaz olan besindir. Süt insanın yaşam boyu; yapısında bulunan immünoglobülinler, enzimler, büyüme hormonları, büyüme faktörleri ve bakteri üremesini önleyici öğeleri içermesinden dolayı sağlığa olumlu birçok etkinliğe sahiptir. 
  • Hayatımızın her döneminde önemli bir yere sahip olan süt, hayvansal protein, kalsiyum, fosfor, A vitamini ve B2 vitamini için iyi bir kaynaktır. 
  • “Büyüme sürecinde süt ve süt ürünlerinden alınan yeterli miktarda alınan kalsiyum kemik yapımı için önemlidir. Özellikle çocukluk döneminde genetik potansiyel kemik kütlesinin doruğa ulaşması için besin yolu ile kalsiyum alınmalıdır. 
  • “Osteoporoz, kemiklerin mineral yoğunluğundaki azalma ile kırılgan ve gözenekli yapı oluşturan kemiklerdeki boşluğun genişlemesi olarak tanımlanan metabolik bir kemik hastalığıdır. Hastalığın birçok sebebi bilinmesine rağmen en yaygın nedeni yetişkin nüfusta görülen yaşa bağlı kemik kaybıdır. Kemiklerdeki mineral yoğunluğundaki azalmayı önlemenin yolu süt ürünlerinden gelen kalsiyumun yeterli miktarda düzenli alımı ile sağlanmalıdır. Unutmayın kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, süt grubu besinler tüketilmeden sağlanamamaktadır. Yapılan çalışmalarda yüksek oranda kalsiyum alımının özellikle yaşlı insanlarda kemik kaybı oranının azalmasıyla birlikte yeterli oranda vitamin D alımını sağlanmakta olduğu görülmüştür”
süt içmek faydaları ile ilgili görsel sonucu
  •  “Sağlıklı kemik yapısının oluşturmanın yanı sıra süt; bağışıklık sistemini güçlendirir, kan basıncını düşürür, diş çürüklerini önler, osteoporoz, diyabet ve kolon kanseri gibi bazı kanserlerden korur, yaşa bağlı bilişsel fonksiyonların kaybını azaltır, tokluk hissi yaratarak kilo yönetiminde olumlu etkiler sağlar”
  • “Kanser dünya genelinde pek çok sayıda sağlık problemine yol açmakta olup toplumda yaygın bir şekilde görülmektedir. Her yıl 10,1 milyon yeni kanser vakası tanımlanmakta olup dünya genelinde kanserden dolayı her yıl 6,2 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Kanser dünya genelindeki ölümlerin %25’ini oluşturmaktadır. Yoğurt, süt ve peynir iyi bir kalsiyum kaynağı olarak kalsiyumun kanser riskini azalttığı yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Yüksek oranda kalsiyum alımının kolon kanserine karşı koruyucu bir etki oluşturduğu saptanmıştır”

  • “Menopoz dönemindeki kadınlarda ilk 5 yıl boyunca kemik bütünlüğünde hızlı bir düşüş görülmektedir. Yapılan çalışmayla 1000-2000 mg süt kaynaklı kalsiyum alımıyla bu düşüşün engellenebildiği saptanmıştır” 

  • “Hipertansiyon da tansiyon düşürücü, zayıflamada kalsiyumun yağ asitlerini depolamada önleyici etkisi gibi sağlığa faydaları da bilimsel çalışmalarda rapor edilmektedir.”
SAĞLIKLA KALIN....

21 Aralık 2015 Pazartesi

DOĞUM SONRASI ESTETİK

Doğum Sonrası Estetik (Mommy Makeover)



Doğum Sonrası Estetik / Mommy makeover NEDİR?

Doğum yapan annelerin, doğum öncesindeki fiziksel özelliklerini geri kazanabilmeleri için yapılan estetik girişimler anlamında kullanılıyor. Özellikle yurtdışında basında ve pazarlama  amaçlı kulanılan kullanılan bu terim aslında özel bir estetik ameliyat türüne işaret etmiyor. 

Konuyu merak ettik Prof Dr Ferit Demirkan’dan detaylı bilgi aldık.

Doğum Sonrası Estetik (Mommy makeover ) aslında kişiye özel olarak tasarlanan bir grup ameliyat. Çünkü hamileliğin her annede yarattığı etkiler çok farklı olabiliyor. En sık rastlanan kombinasyon meme büyütme/toplama ve karın germe ameliyatları şeklinde olup buna bazen liposuction da eklenebiliyor. Kimi durumlarda yüzdeki gevşeme veya bacak varisleri de tedavi paketine eklenebiliyor.
Hamilelik süresince ortaya çıkan hormonal değişiklikler bebeğin büyümesini ve destek sistemlerinin gelişmesini sağlarken bir yandan da büyüyen bebeğe uyum sağlaması için vücut dokularını da büyütüyor ve gevşetiyor. İdeal olarak 9 aylık sürede 12 kg alınması ve bunun 9-10 kg’ının doğumdan sonraki 1 yıl içinde kaybedilmesi bekleniyor. Ancak kilo kazanımı bazı durumlarda 20 kg’ a kadar çıkabildiği gibi bazen de bunları vermek mümkün olmuyor. Dolayısı ile hamileliğin en doğal mirası vücutta bir yağlanma ve karın bölgesinde bir gevşeme şeklinde oluyor. Bunun çözümü ise liposuction destekli bir karın germe ameliyatı. Hem fazla ve sarkan deri çıkarıldığı gibi gevşeyen ve karnı olduğundan geniş gösteren karın kasları da içerden plike ediliyor. Böylece gergin bir karın ve ince bir bele tekrar kavuşmak mümkün.
İkinci önemli değişiklik ise göğüsler ortaya çıkıyor. Hormonların etkisi ile süt vermek için büyüyen meme dokusu memeleri doldurup büyütüyor. Süt verme süresince büyük ve gergin olan memeler, süt verme bittikten sonra çekilen hormonların etkisi ile adeta eriyor. Zaten orta veya büyük göğüsleri olan bayanlarda bu durumun sonucu memelerin esneyip aşağı doğru uzaması ve meme başlarının aşağıya dönmesi şeklinde oluyor. Bu hastalarda meme toplama ameliyatları eski forma kavuşturabiliyor. Küçük göğüsleri olan annelerde esneme ve meme başı değişiklikleri daha az olsa da memelerin içleri boşalmış bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu durumda silikonlu bir meme büyütme ameliyatı yeterli olabiliyor.
Aşırı kilo değişikliği yaşanan hamilelikler sonrası yüzde, özellikle ağız çevresi ve çene üzerinde sarkmalar ortaya çıkabiliyor. Bu yaş grubunda en iyi çözüm ise ultrasonik enerji ile cildi sıkılaştırmak (Ulthera)  Bazen de dolgu uygulamalarını eklemek oluyor. Yine hamilelik sırasında yüzde ortaya çıkan pigmentasyon (melazma) ise tedavisi en zor lekelenmelerden birisi. Renk açıcı kremler ve güneşten koruma öneriliyor.
Hamilelikte bacaklarda ortaya çıkan damarlanmaların sebebi ise karında taşınan bebeğin bacaklardan kan dönüşünü yavaşlatması ile açıklanıyor. Bu annelerde venöz doppler incelemesi ile derin venlerin durumuna bakmak önemli. Zira derin venler genişlemişse buralardan yüzeydeki sisteme de kaçak olabiliyor. Bu durumda önce kaçak olan derin venleri tedavi etmek, sonra da ciltteki ince kılcal damarlanmalara Nd:YAG damar lazerleri uygulamak görüntüyü iyileştirebiliyor.
Doğum Sonrası Estetik  (Mommy makeover ) işlemleri için en uygun zaman ise kesinlikle çocuk yapma işlerinin bitmesinden sonrası. Zira yapılan herhangi bir işlemin üzerine hamile kalmak hem yapılanı bozabiliyor, hem de bazı işlemlerden sonra önerilmiyor. Karın germe ameliyatı hamile kalmaya bir engel değil ama eğer kas plikasyonu da yapılmışsa bu işlem karnın genişlemesini önleyeceği için bu plikasyonun açılması gerekebiliyor. Yine zamanlamanın çocuğun ihtiyaçları açısından da iyi belirlenmesi gerekiyor. İlk bir yılda anne sütü verilmesi fiziksel gelişim ve immunite açısından kesinlikle öneriliyor. Çocuğun ruhsal gelişiminde ise 1.5-2.5 yaş arası anne ile olan bağı çok önemli. Bu süreçler sırasında estetik bir ameliyat nedeni ile çocuğun anneden kısa süre için bile ayrı kalması riskli olabiliyor. Bir meme veya karın ameliyatı sonrası iyileşme dönemi en az 1 hafta sürüyor. Bir komplikasyon çıkması durumunda bu süreç çok daha uzayabiliyor. Bu yüzden ideal zaman son çocuktan 3 yıl sonrası denebilir.
Bir başka önemli konu ise emzirmenin meme deformasyonu yaratabileceğine ilişkin endişeler. Bir annede ortaya çıkacak meme deformasyonu aslında emzirme ile değil hamilelik öncesi meme boyutları ve ortaya çıkan kilo değişimi miktarı ile ilgili. Yapılan çalışmalarda süt verip vermemenin sarkma ile birebir ilişkisi olmadığı gösterilmiş. Ancak süt verirken memeleri destekleyecek bir sütyen takmak gerektiği ve sütün yavaş yavaş kesilmesinin daha iyi olacağı vurgulanıyor.


Daha fazla bilgi için:
Prof Dr Ferit Demirkan
https://tr-tr.facebook.com/DrFeritDemirkan

17 Aralık 2015 Perşembe

EBEVEYN KOÇU-Başarılı Ebeveyn Olmanın Yolu


Başarılı ebeveyn olmanın yolu ebeveyn koçluğundan geçiyor




Çocukların mutlu bireyler olarak yetişmesinin yolu, anne babalarının onlara doğru biçimde yaklaşmasından geçiyor. Anne ve babaların koçluk ve mentorluk becerilerini geliştirmeleri için Ebeveyn Koçluğu programını geliştiren Flow Koçluk Okulu, bu program sayesinde bu alanda çalışmak isteyen koç adaylarını da desteklemeyi hedefliyor.






Ebeveyn koçluğunun her geçen gün daha da geliştiğini belirten Flow Coaching International Akademik Direktörü Talyaa Vardar, 
“Günümüzde ebeveynler önceki nesillere göre çok daha stresli, bu durum yoğunlukla birleşince ailelerinden ve arkadaşlarından da uzaklaşıyorlar. Dolayısıyla problemleri tespit edip, bu problemler üzerinde birebir çalışmak ve çözüme ulaşmak onlar için oldukça faydalı oluyor. Bu anlamda koçluk eğitimlerinin hem çocuklarına mentorluk etmek isteyenler hem de ebeveyn koçluğu yapmak isteyenler için çok faydalı sonuçlar doğurduğunu söyleyebilirim” dedi.

Ebeveyn koçluğu ebeveyn koçluğu yetileri kazanmak ve çocuklarına koçluk ve mentorluk sunmak isteyen ebeveynler, ebeveyn koçluğunda uzmanlaşmak ve kendilerini geliştirmek isteyen koçlar, eğitimciler, rehber öğretmenler, koçluk ve mentorluk sayesinde ebeveynlerle olan iletişim becerilerini geliştirmek isteyen, çocuklara uyum ve başa çıkma becerileri konusunda destek sağlamak isteyen eğitmen ve okul danışmaları katılabiliyor.




Detaylı bilgiler için iletişim:Flow Coaching International

Aytar Cad. Başlık Sok. Zafer Apt.No:10 D:7 Levent-İstanbul

16 Aralık 2015 Çarşamba

SÜT GERÇEKLERİ



SÜTLÜ KAHVALTILAR TOPLANTISI





 Geçtiğimiz hafta Taksim Point Hotel de fikirannesi'nin düzenlediği 'süt gerçekleri' konulu sütlü kahvaltılar toplantısına katıldım.Toplantıda, uzman diyetisyen Selahattin Dönmez blogger annelerin süt ile ilgili sorularını yanıtlayıp,süt gerçekleri ile ilgili çok faydalı bilgiler verdi.

Benim için çok önemli bir toplantı oldu;çünkü eşimi bir türlü ikna edemiyordum,çiğ süt ile ilgili.Her hafta kapıya gelen sütçü amcadan 3 kilo süt alıp,kaynatıp,yarısını yoğurt yapıyoruz,yarısını içiyoruz.Tabi ben hiç içemiyorum ama eşim ve kızlarım çok seviyorlar.Dİğer günler de şişe süt alıp,içiyoruz.Kapalı süt içmek zorunda kaldığımızda kendimizi kötü hissediyoruz.Bu toplantıda öğrendiğim bilgiler ile evimizde bir sorunu çözmüş olduk :)


Eminim bizim gibi bir çok aile vardır.Sizin için toplantı notlarını paylaşıyorum.




Süte uygulanan ısıl işlemler nelerdir? Pastorizasyon ve UHT nedir?


Süt, mikroorganizmaların yaşaması ve gelişip çoğalması için çok uygun ortam oluşturmaktadır. Sütte bulunabilecek olası patojenik mikroorganizmaları yok edebilmek, besin değerini koruyabilmek için uluslararası normlarda kabul gören ısıl işlemler (pastörizasyon ve UHT) uygulanmaktadır. Ayrıca çiğ süte evde uygulanan kaynatma yöntemi de bir ısıl işlem sayılabilir.

Pastörize süt,çiğ sütlerin, doğal ve biyolojik özelliklerine zarar vermeden patojen organizmanın tamamen, diğer organizmaların da büyük bir çoğunlukla yok edilmesini sağlayacak şekilde, özel tesis ve cihazlarda ısıtılıp soğutulmasıyla elde edilir. Değişik pastörizasyon uygulamaları olmakla birlikte, Türkiye'de genellikle 12–16 saniye süre ile 72–80°C'lik ısı uygulaması yapılmaktadır. Pastörize edilmiş sütlerin en önemli özelliği teknolojik işlemin hemen arkasından, taşınmada dahil olmak üzere soğuk zincir ihtiyacının varlığıdır. Satın alındığı yerde dahil olmak üzere evlerde de yine soğuk ortamlarda, buzdolabında bulunma zorunluluğudur. Bu sütlerin raf ömrü 3-10 gün arasında değişmektedir.




UHT işleminde süt, çok özel ve teknolojik koşullarda ısıl işlemden geçirilerek,  aseptik (mikropsuz) şartlar altında steril ambalaj malzemesiyle paketlenir. Süt, özel düzeneklerde 135–150 ºC’de kısa sürede (2-6 saniye), ısıtılıp soğutulur. Bu sayede her türlü patojen mikroorganizmadan arındırılır, ve genellikle oda sıcaklığında açılmadığı veya ambalajı zarar görmediği koşullarda dört ay süresince bozulmaya karşı dayanıklılık gösteren normal tat ve kıvamda ve besin değeri oldukça iyi korunmuş süttür. UHT işlemi ardından süt 6 katmandan oluşan, sütün bozulmasında etkili olan hava ve ışıktan koruyan ambalajlara doldurulur. UHT sütler bu nedenle 4 ay boyunca paketlendiği günkü tazeliğini korur. UHT süt açıldıktan sonra buzdolabında muhafaza edilmeli ve 3 gün içinde tüketilmelidir.



Sokak Sütü tehlikeli olabilir mi?

Bu benim için çok önemli bir bilgi oldu.Yaptığım yanlışları öğrendim.Kızlarım süt içiyor diye seviniyordum,halbuki besin değerleri az süt içiyorlarmış.

Süte uygulanan bir diğer ısıl işlem ise genellikle evlerde, açıkta satılan çiğ sütlere uygulanan kaynatmadır.
Kaynatma ile sütün içerisinde bulunan mikroorganizmaları ve toksinleri yok etmek için 15–20 dakika kadar ateş üzerinde ısıl işlem yapılması gerekmektedir. Bu yöntemde; kaynatma süresi ve ısısının yüksek oluşu, sürekli hava ile temasın olması sütün besin değerinde oluşan kayıpları da beraberinde getirmektedir. 


UHT işlemi, sütün besin değerini etkiliyor mu?


UHT işlemi sonucunda yağın, laktozun ve tuz minerallerinin besleyici özelliğinde bir değişme olmaz. Protein ve vitaminlerin yapılarında ise ufak değişimler meydana gelir.


Vitaminler açısından bakıldığında, ısı ile işlemde süre uzadıkça amino asitlerden lizin ve B1, B6, Folik Asit, ve C vitaminlerinde kayıplar görülmektedir. Türkiye’de açık sütler ile ilgili yapılan bir araştırmada 10 dakikalık evde kaynatmanın B1, B2, B6, B12 ve folat vitaminlerinde sırasıyla; % 60, % 25, % 21 ve % 32 oranında önemli kayıplara neden olduğunu, bu kayıpların 15 dakikalık kaynatmada daha da arttığını saptamıştır.

UHT Sütlerin açıldıktan sonra 20 gün dahi bozulmadığı doğru mudur?


UHT sütler ambalajı açılmadan oda ısısında 4 ay saklanabilir. Ambalajı açıldıktan sonra, buzdolabında saklamak koşuluyla 3-5 gün içerisinde tüketilmelidir. UHT süt, üretim teknolojisi açısından, sadece ısı ile işlem görmüş, içinde zararlı mikroorganizmalar bulundurmayan süttür. Tıpkı evlerde yaptığımız konserve gıdalar gibi, süt de ısı ile konserve edilir. Süt açıldığında, içerisine her hangi bir bulaşma sağlayacak bir işlem yapılmadığı sürece ve aynı zamanda mikroorganizmaların gelişmesini önleyici buzdolabı koşullarında muhafaza edildiğinde hijyenik kalitesini uzun süre koruyabilmektedir. Ürünlerin bozulmaları bilindiği gibi o ürünün işlenmesi ve hazırlanması esnasındaki hijyenik koşullara bağlı olarak gerçekleşen ürünün kalite kriterlerine bağlıdır. Bu nedenle bırakılan sütün uygun koşullarda muhafaza edilmesi ürünün raf ömrünü uzatabilir. Ancak, hiçbir sütün 20 gün bozulmadan kalması mümkün değildir.


Homojenizasyondaki yüksek basınç sütü öldürüyor iddiaları doğru mudur?


Çiğ sütte ortalama olarak 2-4 mikrometre çapında tanecikler halinde bulunan süt yağı, süt bir süre kendi haline bırakıldığında yüzeyde toplanır. Homojenizasyon, sütün içindeki yağ parçacıklarını süte eşit olarak dağıtmak için uygulanır. Genellikle 50-70°C’de ve 150 bar basınç altında gerçekleştirilen bu uygulama sonucunda, sütteki yağ tanecikleri çapı 1 mikrondan daha küçük olan tanecikler haline dönüştürülmektedir. Homojenizasyon, yağ parçalarının süte eşit dağılması, içtiğimiz sütün daha kıvamlı, daha beyaz ve daha lezzetli olmasını sağlar. Ayrıca homojenizasyon işlemiyle sütteki yağ parçacıkları küçüldüğü için, sütün sindirimi de kolaylaşır. Bu yöntem kesinlikle sütün bileşenlerine zarar vermez, çünkü uygulanan basınç proteinlere zarar verecek düzeyde değildir. 



UHT İşlemi sırasında sütteki probiyotik (yararlı) bakteriler de kayboluyor mu?


  Hayır  kaybolmaz, zira çiğ sütteki bakteriler zaten probiyotik (bağırsaklar için yararlı) değildir. Süt daha çok insan beslenmesinde büyümeyi ve gelişmeyi artırıcı özelliği ile ve başta da bebek ve çocukların beslenmesinde önem arz eden bir gıdadır. 


Uzun Ömürlü Sütler (UHT) herhangi bir koruyucu madde içeriyor mu?


Hayır, Uzun Ömürlü Süt hiçbir katkı maddesi içermez. Sütün uzun ömürlü hale gelmesinin sebebi, sütün çok kısa bir süre yüksek ısıda tutularak içindeki zararlı mikroorganizmalardan arındırılması ve özel aseptik ambalajlara doldurulmasıdır. 


Açık sütler organik mi? Organiklik nedir?


Gıdaların organik olma kriterleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliklerle belirlenmiştir. Yalnızca Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın "organiklik logosunu" taşıyan sütler organiktir. Kontrol edilmeyen hiçbir ürün ve üretim bu sertifikayı taşıyamaz. Bilinçli tüketicilerin aldıkları üründe muhakkak bu logoya dikkat etmeleri gerekir. Sertifikalı olmayan hiçbir ürün organik ürün değildir. Buna sokak sütleri de dahildir.


Karton kutulardaki aliminyum sağlığa zararlı mı?


Aseptik ambalajın en önemli özelliği ürünleri uzun süre paketlendiği günkü tazeliğinde korumasıdır. 

 Malzemenin %70’ini oluşturan kağıt, ambalaja sertlik, sağlamlık ve form verir. En iç katmanda yer alan ve toplam malzemenin %24’ünü oluşturan polietilen, ambalaja sıvı geçirmez özellik kazandırır. Dıştaki koruyucu kaplama ise kutunun kuru kalmasını sağlar.  Malzemenin %6’lık bölümünü oluşturan alüminyum ise paketin iç kısmındaki gümüş renkli katmandır. Gıdaya temas etmeyen bu folyo saç telinin 6 kat inceliğindedir. En önemli özelliği, sütün bozulmasına sebep olan ışık ve oksijeni geçirmemesidir. Bu sayede, soğutucu ve koruyucu katkı maddesine gerek kalmaksızın gıdanın bozulmadan korunabilmesini sağlar. UHT karton ambalajlarda bulunan alüminyum, sütün ışık ve hava almasını önleyici ara bir bariyer görevi görür; alüminyum süte kesinlikle temas etmez. Bu nedenle, sağlık açısından hiçbir zararı yoktur.


Ne kadar süt içmeliyiz?


Okul öncesi çocuğun diyetinde süt ve türevlerinden günde 2-3 porsiyon bulundurulmalıdır. Ergenlik ve yetişkinliğe geçişte ise süt ve türevlerinden günde 2 porsiyon, menopoz döneminde kadınların 3 porsiyon, hamile annelerin 4 porsiyona kadar günlük beslenmelerinde mutlaka tüketilmesi gereken bu grup yaşlılıkta ise kemik yoğunluğunun kaybolmaması adına mutlaka içilmelidir. (Kaynak: Türkiye Sağlıklı Beslenme Araştırması)      

Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi 2015 raporu EK:

1-3 yaş grubu çocuklar 4, 4-6 yaş grubu çocuklar 3-4, 7-9 yaş grubu çocuklar 3, 10-18 yaş grubunda 4, yetişkinler 3 ve 65 yaş üzerinde bireylerde 4 porsiyon süt ürünleri tüketimi önerileri yapılarak yıllardır verilen porsiyon miktarı süt ürünleri için revize edilmiştir.



1 porsiyona eş değer süt ürünleri;


  • süt – yoğurt – kefir için 200 mL,
  • ayran için 350 mL,
  • beyaz peynir 60 gram,
  • kaşar peyniri için 40 gram,
  • Lor peyniri için 150 gram
  • Kuru çökelek için 50 gram olarak yenilenmiştir.



Süt hakkında farklı yazılar için sosyal medyada #sütgerçekleri hashtag ini takip edebilirsiniz.


Toplantı ile ilgili videolarım youtube kanalımda ;





9 Aralık 2015 Çarşamba

ÇOCUKLARDA ÖKSÜRÜĞE NE İYİ GELİR?


Kış mevsimi ile beraber çocuklarda öksürük başladı.Bizim evde de bitmeyen öksürükler var.Öksürük annelerin içini cız ettiriyor.Birde büyükler (anneanne-babaanne-dede) duymasın o öksürüğü ''aaaa bu çocuk çok fena ne veriyorsun? karda mı yattı bu çocuk? nasıl üşüttü bu kadar? aah aah'' gibi sözler dediler mi deliriyorum :) Ya siz?

Öksürük şurubu yerine kullanılacak doğal yöntemleri sizinle paylaşmak istedim.


ÖKSÜRÜK İÇİN TAVSİYELER;♦ Eğer öksürük balgamlı bir öksürük ise, kesinlikle öksürük şurubu kullanmayın. Bu durumda öksürüğün kesilmesi değil, öksürükle birlikte balgamın sökülüp atılması önemlidir. Öksürürken çocuğunuzu yüzükoyun olarak dizinize yatırın, sırtına hafif hafif vurarak balgamın çıkmasına yardımcı olun.

♦ Geceleri öksüren çocuğunuzun yastığının altına destek koyarak dik yatmasını sağlayın. Sümüğün boğazından aşağılara kayarak tahrişe yol açmasını da engellemiş olursunuz. Yüzükoyun veya yan yatırmak da tahrişi önler.

♦ Öksüren çocuğunuzun odasını sürekli nemli tutun. Yanında bir çaydanlık su kaynasın veya bir camı hafif aralık bırakarak odanın havasının kurumasını önleyin. Odayı fazla ısıtmayın.

♦ Yatmadan önce çocuğunuzun boğazını yumuşatmak için ılık bir şeyler verin. Süt salgı oluşumunu artırdığı için 6 aylıktan büyük çocuklara süt vermeyin. 18 aylıktan büyük çocuklar için birkaç damla ılık su içinde eritilmiş bala limon suyu katarak hazırlayacağınız içeceği verebilirsiniz.



Bol su verin: Öksürük şikayetinde bol su içilmesi balgamın daha kolay atılmasını sağlıyor. Su en iyi balgam söktürücüdür. 


Öksürük İçin Doğal Yöntemler
Karışık Çay: Elma kabuğu ve çekirdeği; Bir elmanın kabuğunu soyun, bir kaç da çekirdeğini koyun, birazcık ıhlamur, bir iki karanfil, belki bir tarçın kabuğu.Bir dilim de limon..Bunu üşüttügünüz günlerde sizde için sıcak sıcak ve bolca, ılık ılık çocuğunuza içirin (1 yaşından büyük çocuklar için balla tatlandırabilirsiniz).

Bal ve Zencefil: Büyükler için (çocuğunuza kullanmayın) bir tatlı kaşığı bala toz zencefili karıştırarak macun yapıp için (yiyin), boğazınıza çok iyi gelir.

Pekmez ve Karabiber: İki tatlı kaşığı dut pekmezine uygun miktarda karabiber katıp karıştırın ve günde bir kaşık verin. Bir iki güne kadar öksürük geçecektir. ( 1 yaş sonrası)


SAĞLIKLA KALIN...

5 Aralık 2015 Cumartesi

MOLFİX İLE MUTLU BEBEKLER

Mutlu Bebekler Mutlu Yarınlar



Molfix Mutlu Bebekler, Mutlu Yarınlar buluşmasından...


Molfix'in daveti ile anneler günü öncesinde,severek takip ettiğim blogger anneler ile birlikteydik.
 Mutlu Bebekler, Mutlu Yarınlar kampanyası kapsamında,ünlü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan  biz annelere nasıl daha mutlu çocuklar yetiştirebileceklerini anlattı.



Molfix'in anneler günü çiçekleri ile ben:) Teşekkürler Molfix.



Bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini olumlu yönde etkileyecek şeylerden bir tanesi de özgürce hareket etmesini sağlayabildiğimiz bir ortam.  
Bebekliğini mutlu geçiren bireyler ileride de mutlu bireyler oluyor. 
Hepimizin amacı değil mi mutlu bireyler yetiştirmek...
Mutlu hamilelik, mutlu rüyalar, anne kokusu, mutlu mama saatleri, mutlu rüyalar...

Molfix ile ilgili detaylı bilgiye www.molfix.com.tr  web sitesinden, 
hamilelik dönemi ve yeni doğan bebek bakımı hakkında annelerin ihtiyaç duyabileceği bilgilere www.molfixyenidogan.com web sitesinden ulaşabilirsiniz.

MUTLU KALIN...